Hepinize
Merhaba,
Kasım
ayının başındaki seminerimizde Küçük Arkana'nın sayı kartlarını, yani
1'den 10'a kadar olan kartları konuşacağız. Saray Kartlarını ise Aralık ayında.
Küçük
Arkana kartlarının üzerindeki resimsel betimlemelerin sembolizm açısından anlamı Büyük Arkana kartlarında olduğu kadar derin değildir. Zaten Rider-Waite destesine gelinceye kadar da hiçbir Tarot destesinin Küçük Arkana kartlarının üzerinde resimsel betimleme yer almamıştır. Kartın üzerine sadece ait olduğu serinin
sayısı kadar sembolü çizilmiştir. Dolayısıyla bir görsel hafıza oluşturulamamış ve kartların anlamlarının hep ezberlenmesi gerekmiştir. Küçük Arkana serisini ilk olarak Arthur Edward Waite ve Pamela Coleman Smith birlikte resimlendirmişlerdir. Böylelikle kartların temaları görsellik kazanmıştır.
Küçük Arkana kartlarının
anlamlarının kavrayabilmek için sahip oldukları sayının ve ait oldukları serinin
sembolizmlerine bakmamız ve bunun beraberinde kartın görsel olarak yansıttığı ve çağrıştırdığı durumu,
duyguları, düşünceleri, yaklaşımları ve atmosferi kavramaya çalışmamız
gerekir.
Küçük
Arkana'nın dört serisi dört elemente karşılık gelirler; değnekler ateş,
kılıçlar hava, kupalar su ve paralar toprak. Dört elementin prensipleri ve yapıları Yaratılış’ı betimlerler ve dördü birlikte bütünlüğün ifadesidir.
Bu dört prensibin sembolleri de diğer kavramlar gibi tarot kartlarının
resimlerinin içerisine dokunmuştur.
Dört
element yaşamın sürekliliği için önemlidir, çünkü onlar bir araya
gelerek yaşamın ve insanın özünü oluştururlar.
Bu
sembolizmi anlamak için belki burada cemreden bahsetmek uygun düşer. Hani baharı
karşılarken sorarız ya birbirimize, "Cemre düştü mü?" diye, işte
o cemre önce havaya, sonra suya daha sonra da toprağa düşen bir ateş topudur.
Doğanın yeniden canlanışının habercisi olan ilkbahar ekinoksundan önce cemrelerin düşmesi, yani bu dört elementin bir araya gelmesi gerekir. Yoksa doğadaki yaşam yeniden doğamaz
ve yaşamın sürekliliği olmaz.
Dört
elementin sembolizmini ilk dillendiren, "Nihai varlık bu dört elementin etkileşiminin
bütünüdür," ifadesiyle Yunan filozof Empedokles (M.Ö. 5. y.y.) olmuştur ve dört
elementi tüm şeylerin kökeni olarak tanımlamıştır.
Mathew
Arnold "Empedocles on Etna (Empedokles Etna'da" adlı şiirinde
Empedokles'in ağzından şöyle der:
Her
şey geri dönecek
Gelmiş
olduğu elementlere
Vücutlarımız
toprağa
Kanımız
suya
Sıcaklığımız
ateşe
Nefesimiz
havaya
Daha
sonra ve hatta daha önce bu dört element birçok kültür ve toplumda
mistisizm, felsefe ve bilim dalı tarafından sahip oldukları ve sembolize
ettikleri özellikleri itibariyle birçok nitelendirmelere atfedilmiştir. İnsan
vücudunun dört sıvısı, dört fiziksel özellik, dört mevsim, insanın
dört mizacı gibi.
Bu
dört element
aynı zamanda dört psikolojik tip olarak tanımlanan bilincin dört
fonksiyonuna karşılık gelirler ve Jung psikolojisinde bu tipoloji şöyledir:
Hisseden tip (ateş), düşünen tip (hava), sezen tip (su) ve
duyumsayan tip (toprak).
Küçük
Arkana kartlarının serilerinin temsil ettikleri psikolojik ve olgusal temalar
ise aşağıdaki gibidir:
Değnek
Hisseden
Yaratıcılık, azim, meslek
Kılıç
Düşünen
İletişim, fikirler, çatışma
Kupa
Sezen Duygular, hayal gücü, ilişkiler
Para
Duyumsayan
Sebat, güvence, mal mülk
Bizler hisseden, düşünen, sezen ve duyumsayan varlıklarız.
Bir fenomen karşısında onu algılarken hisseder, düşünür, duyumsar ve sezeriz. Her birimizde bu özelliklerin bir kısmı ön plandadır, bir kısmı
ise baskılanmıştır. Yaşam görevimiz
bilincimizin bu dört fonksiyonunu bir dengeye kavuşturmak, bu dördüne kendi
benliğimizde bir bütün içerisinde işlevsellik kazandırıp yaşamımıza
uyarlayabilmektir. Bu görev bize Kader Çarkı kartının dört köşesinde
gösterilmektedir. Dünya'ya vardığımızda ise görev tamamlanmıştır ama
yaşamın sürekliliği gibi görevlerin de sürekliliği vardır. O nedenle bir
sonraki görev bizi bekler.
Aynı
Sheldon Kopp'un dediği gibi "Kendi üzerimde yapmam gereken işi bir ömre
sığdırmam mümkün değil."
Görevlerinizin
kolaylıkla üstesinden gelinebilir olması dileğiyle yolunuz açık olsun.
©
Güneş İlhan, 17.10.2012, İstanbul
|