|
Hepinize
Merhaba,
Evet,
Nathaniel Branden yukarıda da yazdığı gibi başarıyla tamamlamamız
gereken ilk serüvenin kendi kendimizle olan sevgi serüvenimiz olduğunu
söylüyor. Biz de kahramanın yolcuğundan bahsederken bu yolculuğun
korkularımıza rağmen yaptığımız bir yolculuk olduğunu, bu yolculuğun
bizi sevgiye götüreceğini ve bu sevginin ilk durağının da kendimizi
sevmek olduğunu söylüyoruz. Daha önce de bahsettiğimiz gibi, David
Kessler de bize aslen iki temel duygumuz olduğunu, bunların birinin
korku, diğerinin ise sevgi olduğunu ve aslında bunu korku veya
sevgi olarak tanımlamak gerektiğini, çünkü birinin olduğu yerde diğerinin
kendisine yer bulamayacağını söylüyor. Bu iki temel duygu da bize Aşıklar
ve Şeytan kartlarını çağrıştırıyor.
Ancak Branden bir diğer yazısında, Erich Fromm'un Sevme Sanatı
kitabında, "Özde, bütün insanlar aynıdır. Hepimiz bir Bütün'ün
parçalarıyız; hepimiz Biriz. Böyle olunca, kimi sevdiğimizin önemi
olmaması gerekir," diye yazdığını, kendisinin ise bu önermeye
katılmadığını, evrensel sevginin savunuculuğunu yapmayı biraz anlaşılmaz
bulduğunu ve herkesi sevmekten bahseden kişilerin bu ifadelerinin aslında
kendilerinin herkes tarafından sevilme arzularının bir dışa vurumu
olduğunu düşündüğünü yazmış. Eğer biz de evrensel sevgiye
Nathaniel Branden'ın baktığı yönden bakacak olursak, ona katılabiliriz.
Sokaktan hangi kadın ya da erkek geçerse geçsin, kim bize nasıl davranırsa
davransın, onunla neyi paylaşırsak paylaşalım, onu kendimize eş ya
da arkadaş edinecek hâlimiz yok tabii ki.
Hâlbuki Fromm bu önermesini Cinsel(Erotik) Sevgi başlığı altındaki bölümde
konuyu sorgular biçimde yazmış ve cinsel sevginin bir çekim
gerektirmesinin yanında (ki buradaki cinsel sevgi kavramı aynı zamanda
romantik sevgiyi de içinde barındırmaktadır) aynı zamanda bir isteme
de bağlı olduğunu söylemiştir. "Birini sevmek yalnızca güçlü
bir duyguya kapılmak değildir; bir karardır, bir yargıdır, bir söz
vermedir," der Erich Fromm. Bu da bize gene ana teması "karar
verme" olan Aşıklar kartını çağrıştırır.
Fromm
kitabında "kendini sevme" terimi ile sevginin kendimizi de içine
alan bütün nesnelere yönelmiş bir tutum olduğu gerçeğinin anlatıldığını
söyler ve "Sevgi, yapısı bakımından, nesneyle insanın kendisi
arasında bölünemez," der. Bir başka bölümde de, "Günümüzde
eşitlik 'bir olmak'tan çok 'aynı olmak' anlamına gelmektedir,"
diye söz edip bunun yanlışlığını anlatır ve devamında da,
"Sevgide, iki varlığın bir olması, gene de iki ayrı varlık
olarak kalmaları paradokusu gerçekleşir," der. Bu da Aşıklar
kartının çok ayırıcı bir vurgusudur. Aşıklar kartı Tarot'da adı
çoğul olan yegâne karttır ve bu adın çoğul oluşuyla ikilik, farklılık,
ayırt etme, ayrımsama ve karşındakinin farklılığını kavrayarak
onunla bir olmayı seçme, bu uğurda kalben karar verme vurgulanır. Bu,
karşındakinin farklılığını kavrayarak ve kabul ederek onunla bir
olmaya karar vermektir. Bunun kapsamı da yalnızca romantik aşk değil,
daha ağırlıklı olarak kişinin yaşam yoluna ilişkin, yani kendisi
olma yolunda verilen bir karardır.
Dolayısıyla
sevgi, Fromm'un dediği gibi bir istem ve karar, yani çoğunlukla denildiği
gibi bir seçimdir. Aşıklar kartı ile Şeytan kartı arasında seçim
yapmak, yani dünya üzerinde sevgiyle yaşamak ile savaşmak, yıkmak ve
doğayı yoketmek arasında seçim yapmak da bizlerin elindedir. Fromm
insanoğlunun kendini aşmaya sürüklendiği durumda yapması gereken en
asli seçimin yaratmakla yıkmak, sevmekle nefret etmek arasındaki seçim
olduğunu ve kişi sevme yeteneğinden yoksunsa bunun yıkmak doğrultusunda
olacağını söylemiştir.
Bu
noktada bir alıntı daha yapmak istiyorum, o da Geneen Roth'un
"Sevginin Yerini Yemek Alınca" adlı kitabından. Roth kitabında
şöyle diyor:
"Birisini
sevmek ve sevilmek insana başka insanlarla, tüm canlılarla neyin mümkün
olduğunu öğretir. Yakın olmak veya uzak durmak, doğruyu söylemek
veya gizlemek gibi şeyler bin çeşit durumda - bakkalda, benzincide,
yolda birisi önünüzü kestiğinde, evsiz birinin yanından geçtiğinizde,
iki yüz yıllık ağaçların kesilmekte olduğunu ve torunlarınızın
belki de hiç yaşlı orman göremeyeceğini öğrendiğinizde - binlerce
kez verdiğimiz günlük kararlardır.
Kendinizi
değişim yaratabilen biri mi, yoksa etkisiz bir unsur olarak mı gördüğünüz
önemli. Kendinizi saygıyla mı, umursamazca mı değerlendirdiğiniz önemli.
Sevgiyi tercih ettiğiniz her sefer önemli."
Seçimlerinizin
sevgiden yana olması dileğiyle yolunuz
açık olsun.
©
Güneş
İlhan, Haziran 2010, İstanbul
|
|