Ana Sayfa |
|
İşte Adalet |
Sorumluluklarımızdan kolayca kaçabiliriz, ama sorumluluklarımızdan kaçmış olmamızın getireceği sonuçlardan kaçamayız.
~ Josiah Charles Stamp ~
|
Hepinize Merhaba,
Geçenlerde televizyonda bir filme denk geldim. Eğlenceli bir Disney filmiydi. Filmin sonuna doğru baş kahraman olan delikanlı sonuçlarını hiç de hesaba katmadığı bir şey yaptı. Dolayısıyla kendisini sevenleri kırdı ve onlara telafisi pek mümkün görünmeyen bir zarar verdi. Bu durumun ağırlığının altında ezilerek doğrudan babasına gitti ve ondan kendisine verebileceği en ağır cezayı vermesini istedi. Ancak babası ona bu konuda herhangi bir ceza vermeyeceğini söyledi ve ardından şunu ekledi, "Eğer ben sana bu konuda ceza verecek olursam, sen o cezayı tamamladığında bu durumu telafi etmiş olduğunu düşüneceksin. Ama ben senin yaptıklarının sonuçlarıyla yüzleşmeni istiyorum, o nedenle de sana herhangi bir ceza vermeyeceğim."
Bu beni çok etkiledi ve seyrederken, "İşte Adalet!" dedim. Babanın söyledikleri o gün bugündür aklımdan çıkmıyor. Bugün trafikte araba sürerken gene aklıma geldi. Önümde hiçbir koşulda sinyalini kullanmayan ve hatta belki aynasını da kullanmayan bir sürücü vardı. Çünkü önce park halindeyken sinyal vermeksizin hareket etti ve önüme çıktı, ardından gene sinyal vermeden sağa döndü. Ben de asla sinyal vermeyen, fermuar usulü nedir umurunda bile olmayan, kavşak birleşimlerindeki üçgen ve beyaz taramalı bölgelerin ne anlama geldiğini görmezden gelen ve emniyet şeridinin ambulanslar ve itfaiyeler için boş bırakılmaları gerektiğini aklına getirmemeyi seçen sürücüleri düşündüm. Bunların hepsi sonuçları hesaba katılmadan yapılan davranışlar. Burada sağduyulu akıl yok (ama kesin uyanık akıl var!), düşünüp taşınma yok, sonuçları tartma yok, sorumluluk üstlenme yok. Sadece "Araba" ile bodoslama gitme var.
Ama tabii öyle görünüyor ki bu durum o kişiler için "Aziz"den beri böyle geliyor. Çünkü vicdani değerlerde, doğru ve yanlış kavramlarında bir gelişmemişlik var. Belli ki emniyet şeridini kapadığı için ambulans yetişemese ve birisi ölse ona göre tek suçlu kazayı yapan olacak.
Ya çürük inşaat yapan müteahhitler ile onlara ruhsat ve iskân veren görevlilere ne demeli. Onlara göre de tek suçlu deprem elbet. Yani hepsi İmparator'da kalmışlar. İmparator demek, "baba" demek. Eğer babaevini terkedemez ve de kendi sorumluluğunu üstlenebilen bir birey olma yolunda ilerleyemezsen başın sıkışınca ya da yolunu bulmak isteyince aynı yukarıdaki delikanlı gibi döner dolaşır "baba" dersin. O baba da yukarıdaki babanın aksine senin büyümeni, olgunlaşmanı ve kendi sorumluluğunu üstlenmeni istemiyor ve hatta bu durum babanın işine geliyorsa, bir şekilde sana el uzatır ve seni kendi vicdanından ve sorumluluğundan kurtarır.
Merak ediyorum, başka hangi ülkelerin dilinde "Devlet Baba" tabiri var acaba ve onlar da bizler gibi büyümemişler mi?
Sinyaliniz yanık, yolunuz açık olsun.
© Güneş İlhan, 27.05.2012, İstanbul
|
Başa Dön |
© 2005-2023, BARIŞ İLHAN YAYINEVİ Bu sitedeki tüm yazıların yayın hakkı Barış İlhan Yayınevi'ne aittir. İzinsiz hiçbir alıntı yapılamaz ve kopya edilemez. |
|