Ana Sayfa |
|
Umut ve Yıldız |
Hepimiz dibe vurmuş durumdayız, ama bazılarımız yıldızlara bakıyor.
|
Hepinize Merhaba,
Yakında
gençlerimiz üniversite sınavının ikinci aşamasında yarışacak. Bu
öyle bir yarış ki gençlerin kendi özgür iradelerinin esamesi
okunmuyor. Ne zaman üniversite sınavını düşünsem, aklıma bir
arkadaşımın şu anda üniversite öğrencisi olan kızının lise çağlarında
şahit olduğum bakışları gelir aklıma. Kendisini epeydir görmediğim
için şu anki bakışlarını bilmiyorum ve umarım artık ışıldıyordur.
Ama o zaman gördüğüm bakışları beni çok etkilemiş ve içimi acıtmıştı.
O bakışlarda umutsuzluk ve umarsızlık, bunun uzantısı olarak
da bir umursamazlık vardı. Umursamaz olmak durumundaydı çünkü
umutlanacak olursa hayal kırıklığına uğrayacağından emindi
ve bununla da ancak umursamaz gibi görünerek başa çıkabiliyordu.
Umut bizim Yıldız kartımızdır. Ve bu kart yeraltındaki yolculuğumuzda bir ışık sızıntısını gördüğümüz karttır. Aynı yolunuzu kaybettiğiniz bir mağarada çıkış yolunuzu bir delikten sızan gün ışığı sayesinde buluşunuz gibi . O ışık size karanlıktan çıkış umudu verir ve çıkınca neler yapacağınıza dair hayaller kurma imkanı sağlar.
Geleceğe
yönelik hayaller kurduğumuz en güzel anlardan biri de deniz kenarında
kumlara huzurla yatıp yıldızları seyrettiğimiz andır.
'Mükemmel Olmamanın Hediyeleri' isimli kitabında Dr. Brené Brown, "Umut öğrenilir!" diyor ve devam ediyor, "Çocuklar çok sık şekilde umudu ebeveylerinden öğrenir." Ben de merak ediyorum bizler umudu bilen bir nesil olarak ne oldu da çocuklarımıza umudu öğretemedik de bu öğretme sürecini Kule’den Ay’a atlattık. Evet
biz bir Kule nesliydik diyebiliriz, yıktığımız çok duvarlar oldu
bizi hapseden. Ama Yıldız’ı es geçip Kule’den Ay’a atlamışız
gibi görünüyor. Yaşamlarımızda umutsuzluk, korku ve depresyon hakim
ve bu da çocuklarımıza yansıyor. Çünkü onlar sünger gibi ve biz ne
yansıtırsak emiyorlar.
Eğer
Yıldız sürecini es geçecek olursak yaşayacağımız şey Şeytan sürecine
geri dönüp Kule’ye bir kere daha varmak olur. Ama bu sefer neyi yıkacağımızı
da Allah bilir. Onun için çocuklarımıza umudu öğretebilmeliyiz.
Onlarla kumlara uzanabilmeli, birlikte yıldızları seyredebilmeli ve
onların da kayan birer yıldız olabileceklerini söyleyebilmeliyiz ki
bundan sonra yıkılacak olan Kule de onlar için bir öfke patlaması ve
yıkım yerine kendi potansiyellerini içerisine hapsetmiş oldukları
duvarlardan bir kurtuluş olsun.
Dilerim yıkılacak olan Kule Yıldız’ın ışığını engelleyen bir Kule olur ve böylelikle bizim de yolumuz açık olur.
© Güneş İlhan, 16.05.2012, İstanbul
|
Başa Dön |
© 2005-2013, BARIŞ İLHAN YAYINEVİ Bu sitedeki tüm yazıların yayın hakkı Barış İlhan Yayınevi'ne aittir. İzinsiz hiçbir alıntı yapılamaz ve kopya edilemez. |
|