Ana Sayfa |
|
İnsan Niçin Acımasız Olur? |
Tüm zalimlikler zayıflıktan kaynaklanır.
~ Seneca ~
|
Hepinize Merhaba,
İnsan niçin acımasız olur? İnsan korktuğu ve kendi acısına dayanamadığı için acımasız olur, çünkü kurtulmak için bulduğu çare başkalarının da canını acıtmaktır. Kişi kendisiyle yüzleşmek, korkularını yenmek, acısını dindirmek, iyileşmek ve böylelikle acı ve korkularından özgürleşmek konusunda çok zorlanır. Dolayısıyla iyileşme cesaretini göstermek yerine kolay yolu seçer ve diğerlerini acıtmanın yolunu bulur. Bunu yaptığı zaman etrafındaki herkes aynı oranda acı çekecek ve kişi de böylece güya kendi acısına katlanabilecektir. Çünkü o zaman o acı dolu hale getirdiği dünyanın acı dolu bir ferdi olarak kendisini o dünyaya ait hissedebilecektir.
Geçenlerde Öyle Bir Geçer Zamanki dizisinde Mithat’ın kardeşi Ayça’yı dövdüğü ve ardından da çöküp ağladığı sahneyi izleyeniniz vardır sanırım. O sahneyi seyrederken benim içim çok acıdı ve içimi en çok acıtan Ayça’nın dayak yeyişi değil de sonrasında Mithat’ın oturup ağlayışıydı. İşte dedim, "Acımasız insanın içi bu kadar yaralı. Ayça sonunda kendisini kurtarmanın bir yolunu bulabilir, ama ya Mithat? O nasıl kurtaracak kendisini?" diye sorarken, Mithat kendisini kurtarmak bir yana, gitti bir de can aldı. Kendisinin sahip çıkamadığı şeyi elde etmeye çalışmak yerine, gidip bir başkasını o sahip çıkamadığı şeyden yoksun bırakmayı seçti. Eğer Mithat gerçek anlamda kendi "can”ını sahiplenebilseydi başkasının canını almasının iyi (kendi değerleri bağlamında olması gereken) bir şey olduğu yanılgısına kapılmazdı.
Burada bahsettiğim can, "canlı ve yaşıyor” olmanın ötesinde bir can nitelemesidir. Bu can nitelemesi insanı, yani yaşayan varlıklar olan bizleri, insan yapan, bize "insan olma" niteliği kazandıran "özümüz”ün nitelenişidir. İnsanın özünü tarot'da Aziz kartı temsil eder. Aziz kartımızın sayısı olan beş, sayısal sembolizmde insanın özünün sembolüdür. Beş sayısı ile simgelenen öz, Aziz kartının yolculuğumuzda yer aldığı nokta ve resimsel sembolizmi ile de betimlenir.
Dört elementin birleşimiyle insanın fiziksel tezahürü gerçekleşse ve bütünü bir araya gelse de bu bütünün bir "insan" olabilmesi, bir insan olarak nitelendirilebilmesi için bir öz gerekir. Dört element varoluşumuzun temel unsurlarıdır ama bu dördünü bütünleyen özümüzdür. Bir diğer deyişle bu dört elemente bir can vermek lazımdır. Sözlüğe bakacak olursanız "öz"ün şöyle tanımlandığını görürsünüz: Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı. Aziz kartının teması bu tanımlamaların hepsini içerisinde barındırır. O bizim kendimize özgü manevi değerlerimizi, inancımızı, aidiyet ve güven duygumuzu temsil eder. Yaşamımızın ve yaşadıklarımızın anlamını onun sayesinde buluruz. Tevekkülü onunla öğrenir, vicdanımızı onunla şekillendiririz. Bunu yaparken kimi zaman gerçek anlamda, kimi zaman da sembolik anlamda bir rehberimiz olur (manevi değerlerin öğretmeni Aziz 5= 1+4 ==> Denge XIV- ruh rehberi). İşte o rehber Mithat'ın dizideki yol göstericisi gibi olursa ve biz Mithat gibi kırılgan ve aidiyet duygusu yaralı bir yapıya sahip olursak, muhtemeldir ki biz de acımasız oluruz.
Fiziksel
varoluşumuz yani dış dünyaya adım atışımız dört element ve İmparator kartı (IV) ile
tamamlanır. Sonra sıra Aziz'e (V) gelir. Aziz'de nasıl bir öz, nasıl
değerler ve nasıl bir vicdan edindiğimize bağlı olarak da Aşıklar kartına (VI) adım atarız.
Aşıklar içerisinde gölgesi olarak Şeytan’ı (XV) barındırır.
Aşıklar’da gölge yanın mı, yoksa aydınlık yanın mı yaşandığı,
"neye inanılarak, neye baş konulduğu", Araba’nın (VII)
yolculuğunun yönünü ve tarzını belirleyecektir. Araba, ya dünyayı
yakıp yıkmak için yola çıkacak ya da dünyayı fethetmek için
çıktığı yolda güzellikler yaratacaktır. Aziz'in mitolojideki temsilcisi bilge Kentaur Chiron'dur. Chiron acıyı çok iyi bilir, çünkü Herakles onu bir yanlışlık sonucu zehirli bir okla yaralamıştır. Chiron bu iyileşmeyen yarayla sürekli acı içerisinde yaşamaya mahkum olmuş ve hatta sonunda dayanamayıp Zeus'tan ölümsüz olmamayı dilemiş, ölmeyi seçmiştir. Ama bu acısı yüzünden başkalarını acıtmamış, bilakis kahramanların namı "insansever" olan eğitmeni olmuş ve onlara bilgece rehberlik etmiştir.
Rehberlerinizin birer bilge olması dileğiyle, yolunuz açık olsun.
© Güneş İlhan, 12 Mayıs 2013, İstanbul
|
Başa Dön |
© 2005-2021, BARIŞ İLHAN YAYINEVİ Bu sitedeki tüm yazıların yayın hakkı Barış İlhan Yayınevi'ne aittir. İzinsiz hiçbir alıntı yapılamaz ve kopya edilemez. |