Hepinize Merhaba,
Yolculuğumuzun "Kahraman"ı olan Joker geleneksel anlamda hem düzenbazı, hem de sarayda, kralın diğer
egosu olarak, tek ve yegâne dürüst danışmanı olan soytarıyı temsil
eder. Bize dürtüyü verendir. Yani Joker kahramanın kendisi olduğu
gibi, aynı zamanda bizim kahraman kostümümüzü giymemize neden olan
şeydir.
Hem kaos, hem de yaşam gücüdür. Bu kaosda bilinçli yargımız bizi
aksine uyarır, ama Joker deneyimlememiz ve kaybetmekten korkmamamız
için bizi tetikler ve sahneden çekilir. Sahne bize kalır. Bu sahne
genellikle düşündüğümüzden daha zordur ve hiç bir şey saat gibi
tıkır tıkır işlemez. Ama bu süreci gereğince tamamlarsak
gelişimimizde ve dönüşümümüzde bir aşama kaydetmiş oluruz.
Düzenbaz mitolojide eşzamanlılığın kişileştirilmiş halidir. Egomuz
ile benliğimizi aynı eksende birleştirme içgüdümüzün bunu
başarabilmesi için egomuzun biraz sönmeye ihtiyacı vardır, bu
sönüşün de arketipi Düzenbaz'dır.
Yolculuk zamanımız geldiğinde biz bu arketipi yaşamımızda bizi
aldatan bir eş, kandıran bir ortak, kullanan bir arkadaş, bize
ihanet eden bir sırdaş ya da bizden çalan bir hilekâr olarak
deneyimleyebiliriz. Her durumda yaşamımızda bir şeyleri altüst eden,
ne kadar kırılgan olduğumuzu ve hiç de şişindiğimiz gibi
olmadığımızı bize gösteren bir şey, bir kişi ya da bir olaydır.
Kapıldığımız bir güzellik, bağımlısı olduğumuz bir madde ya da
alkol, duygusal bağımlılığımız da bu kapsamdadır. Bunlar da
enerjimizi tüketir, hata yapmamıza neden olur ve bizi bunlarla
kalıcı bir mutluluk elde edeceğimiz yanılgısına düşürür. Çünkü
Düzenbaz aynı zamanda illüzyon ve kuşkulu durumun arketipidir.
Düzenbaz karşımıza bir yol ayrımında bizi yolculuğa davet eden bir
çağrı olarak çıkar ve bu nedenle eşzamanlılığın arketipidir. Bir
yandan bize hilekâr yönünü gösterir ve egomuzu söndürürken, bir
yandan da kibirle tevazunun uzlaştırıcısı, egomuz ile benliğimiz
arasında bir ulak ve sembolik ölümümüzle yeniden doğuşumuz
arasındaki köprüdür.
Bizim bu yol ayrımında yapmamız gereken ise egomuzu biraz
söndürmemiz, yargılamaları bırakmamız ve - önce kendimizi ve sonra
diğerlerini - koşulsuz sevmeyi öğrenmek üzere tevazu ile gerçek
benliğimize doğru yola çıkmaktır.
Her birimizin birer kahraman olduğunu unutmamanız dileğiyle, yolunuz açık olsun.
Güneş İlhan, 01 Ağustos 2007, İstanbul
Rev.
13.12.2018
|