Ana Sayfa

Küçük Arkana Onlular

  

Bilgi domatesin bir meyve olduğunu bilmektir; 

bilgelik ise onu meyve salatasına doğramamaktır.

~ ? ~

 

 

   

Hepinize Merhaba,

 

Yaşamaya dair bilgelik kazanmak domatesi meyve salatasına doğramamak kadar  kolay olsa ne güzel olurdu değil mi? Ama maalesef öyle kolay olmuyor. Biberi bile tatmadan acı olduğunu anlayamıyoruz. Fakat ne diyorlar: "Acı biber iyi bir antioksidandır ve metabolizmayı hızlandırır." 

 

Metabolizma canlı organizmada hareketi, enerjiyi sağlamak için oluşan, biyolojik ve kimyasal değişimlerin bütünü olarak tanımlanıyor. Yani bu değişim ne kadar fazlaysa, biz o kadar aktif bir canlıyız.

 

Aynı acı bibere, yaşamımıza dair bilgelik kazanmak için de ihtiyacımız var, ancak biz yemeklerde o biberi yiyoruz, yaşamımızdaki sembolik acı biberlerden ise uzak duruyoruz. Halbuki sembolik metabolizmamızı hızlandırmayı, kendi yaşamımıza aktif olarak dahil olmayı, psikolojik bağlamda değişmeyi ve dönüşmeyi ancak bu yolla gerçekleştirebiliriz. Oscar Wilde'ın dediği gibi, "Daha derin bir kişiye dönüşmüş olmak, acı çekmiş olan kişilerin ayrıcalığıdır."

 

Oscar Wilde'ın bir başka söylediği şey ise kişinin yaşamın acılarından kaçmasının, o kişinin kendi yaşamına seyircisi kalması demek olduğudur. Bir döngünün tamamlandığı, bir geçişimin gerçekleştiği ve yeniden başa döndüğümüz küçük arkana onlularında yaşayacaklarımız önceki dokuzda yaşamımıza ne kadar seyirci kaldığımızı bize gösterecektir, çünkü seyirci kaldıysak acılı ve keskin, aktif katılımcı olduysak mutlu ve yumuşak bir geçişim deneyimleriz.

 

10 sayısı tamamlamayı, hem başlangıcı hem de bitişi temsil eder. Eski döngü biter, yeni bir döngü başlar. 1'e geri dönersin ama bu sefer 1'in yanında eski döngüyü tamamlamış olmanın sana sunduğu yeni olasılıklar vardır: 10 -> 1 + 0. 1 yanında 0'ı, yani olasılıkları taşır. 

 

Pisagor için en asli ve kutsal sayı olan 10 ilk dört sayının toplamıdır:1+2+3+4=10. Dört ile dünyevi olarak vücuda gelme yani tezahür tamamlanır, ortaya çıkma  gerçekleşir, dolayısıyla 10 evrenin ve yaratılışın sayısıdır. Çoğu yaşam yolculuğu da içinde 10 sayısını barındırır. Geçen ay da dediğimiz gibi insanoğlu onuncu aya girdiğinde doğar. Truva onuncu yılda düşmüş, Odysseus'un yolculuğu 10 yıl sürmüştür. İlginçtir ki birçok tezahüre gebe olan Çanakkale savaşında galibiyet sürecinin başlaması ile tamamlanması arasında da 10 ay vardır. Üstelik bu örneklerin hiçbirisi acısız değildir.

 

Kılıç Onlusu'na baktığımızda biz bu acıyı iliklerimizde hissederiz. O ne kılıç batırıştır o. Ama demek ki başka çare kalmamıştır, artık kesip atmak, haşin de olsa sonlandırmak gerekir. O sonlandırdığımız, yaşamımızdan çıkarıp attığımız şey yeni döngüye beraberimizde götüremeyeceğimiz şeydir. Eğer kesip atmazsak yeni döngüye adım da atamayız. Ancak son darbeyi vurmadan önce de gerçekten yanımızda götürüp götüremeyeceğimizden emin olmamız gerekir, kimbilir belki de gittiğimiz yere o da bizimle gelmelidir.

 

 

Neyseki Kupa Onlusu yüzümüzü aydınlatır. Kupaların oluşturduğu o gökkuşağını görmek ne de sevindirir bizi. Üstelik yeni döngüye girerken yalnız da değilizdir. Ailemiz ve sevdiklerimiz yanımızdadır. Sevgi dolu ve mutluyuzdur. Var olan bağlarımızı güçlendirmiş, hatta belki de yeni bağlar kurmuşuzdur. Bunun huzur ve keyfiyle yeni döngüye güvenli ve ufku geniş adımlar atabiliriz.

 

 

Değnek Onlusu da acıyı ve bunalmış olmayı resmeder. O değnekler nasıl da kapatmıştır önümüzü. Sanki tek amaç yalnızca taşımak olmuş, hedef gözden kaçmıştır. Üstelik hepsini de taşımak gerekir mi, onu da bilmeyiz. Bu yılgınlıkla nasıl gireriz yeni döngüye. Mutlaka kendimiz için bir şeyler yapmamız gerekir, böyle devam edemeyiz. Burada silkinmek gerekir, ya silkinip değnekleri daha kolay taşıyabilmek için farklı bir kavrama yöntemi bulmamız, ya da silkinip bazı değnekleri dökmemiz gerekir.

 

 

Para Onlusu göz kamaştırır. Her köşe para kaynamaktadır. Önce paraları görürüz. Diğer detaylar için daha dikkatli bakmamız gerekir. Zaten de kart bunun için, yani biz dikkat kesilelim, yalnızca ön plandaki paraları görmekle kalmayalım diye böyle betimlenmiştir. Zenginlik gözümüzü kamaştırmamalı, başka değerleri görmemizi engellememeli, değerbilmezliğe ve düşüncesizliğe sebep olmamalıdır. En sıradan görünen şey bile bizim sandığımızdan çok daha fazla zenginliğe ve derinliğe sahip olabilir. Bunu kavramak bize yeni döngüde gerekli olacaktır.

 

 

Acı da olsa hep yeni döngülere başlayabilmeniz dileğiyle, yolunuz açık olsun.

  

© Güneş İlhan, Mayıs 2011, İstanbul

 

 

 

   

tarotdergisi@gmail.com

  

Başa Dön

  

© 2005-2021, BARIŞ İLHAN YAYINEVİ

Bu sitedeki tüm yazıların yayın hakkı Barış İlhan Yayınevi'ne aittir. İzinsiz hiçbir alıntı yapılamaz ve kopya edilemez.