Hepinize
Merhaba,
Şövalyeler
ve atları, onları birbirlerinden ayrı düşünmek olası değil. Dolayısıyla
bizim şövalyelerimizin de atları var. Üstelik sadece at değil,
birer de zırhları var. Günlük hayatımızda at
deyince aklımıza at yarışı, dizginler ve beygir gücü gelir. Bu da
gereksiz yarışa girmemek, atın gücünü dengeli ve yerinde
kullanabilmek, at şaha kalktığında bile kontrolü kaybetmemek için
dizginleri iyi idare etmemiz gerektiği anlamına gelir. Zaten bunu ifade
eden, "Yularsız ata binilmez," diye bir atasözümüz bile vardır.
Şövalyeler
içinde bulunulan ya da karşı karşıya gelinen atmosferleri, ortamları
temsil ederler. Bu ortamlar içerisindeyken sürüklenip gitmemek, özgür
irademiz dışında bir etkiye kapılmamak için
dizginleri elden bırakmamamız gerekir. Bu ortamlarda darbe de
alabiliriz, ama kuşandığımız zırh bu darbenin yalnızca bizi
kendimize getirecek, bize bir şeyleri farkettirecek ve ölümcül yara
almamızı engelleyecek düzeyde kalmasını sağlar. Ancak dizginlere
bizi yaşamdan alıkoyacak kadar sıkı sıkıya sarılmak ve yaşamın içimize
nüfuz etmesini engelleyecek kadar kalın zırha bürünmek de yanlıştır.
Şövalyeler
içerisinde Kılıç
Şövalyesi dizginlerin
kontrolüne ve zırha en ihtiyaç duyduğumuz karttır. Atmosferi buz
gibi, dili ise sivridir. Çatışmaktan kaçınmaz, çünkü şimdi dişini
sıkma zamanı değildir. Eleştirir ve fikrini var gücüyle savunur.
Ancak burada neden bu kadar saldırarak savunma durumunda olduğunu düşünmesi,
eğer bir an duracak olsa neler olabileceğini sorgulaması ve karşısındakinin
ona ne söylediğini dinlemesi gerekir. Aksi takdirde keskin sirke küpüne
zarar verebilir.
Kupa
Şövalyesi bize, üzerindeki
zırha ne gerek var ki dedirtecek bir karttır. Ne de olsa bu kartın
temsil ettiği ortam göz kamaştırıcı, duygu dolu, huzurlu ve barışçıl
bir ortamdır. Ama her şeye rağmen burada da zırh gerekir. Çünkü şövalye
ona sunulan bu ortama kendisini kaptırmadan önce, içinden gelen
duygular ile ona uzatılan kupayı, gerçek mi değil mi diye bir süzgeçten
geçirmek durumundadır. Aksi takdirde belki de yalnızca bir fantezinin
peşine düşecektir.
Değnek
Şövalyesi'ne baktığımızda sanki yüzümüzü bir alev yalar. Değnek
serisinin ateş elementinin hakkını vermektedir bu kart, çünkü
resmettiği ortam çok ateşlidir. Şövalye adeta coşkuyla ve sabırsızlıkla
sürüklenmekte, maceraya atılmak için pek bekleyecekmiş gibi görünmemektedir.
Ancak burada asıl hedefini yitirip yitirmediğini iyi sorgulaması gerekir. Aksi takdirde yangına körükle gidip, o yangında
kor gibi olacak olan zırhın içinde kendi kendini yakması da
muhtemeldir.
Para
Şövalyesi'nde hiçbir hareket emaresi görmeyiz. Şövalye ve atı
yere sağlam basmışlardır. Şövalye kararlı ve sistemli çalışması
sonucu eline aldığı Para Ası'yla yöneleceği en sağlam ve güvenilir
güzergâhı belirlemeye çalışır gibidir. Ancak burada yere gerçekten
sağlam mı basmaktadır, yoksa sağlam basamayacağı kokusuyla olduğu
yerde takılıp kalmış ve bir türlü ilerleyememekte midir? Şövalyenin
mutlaka bunun ayrımına varması gerekir.
Yolculuklarınızda
atlarınızın ve zırhlarınızın size birer engel değil yoldaş
olabilmeleri dileğiyle, yolunuz açık olsun.
©
Güneş İlhan, Temmuz 2011, İstanbul
|