Ana Sayfa

 

 

   

Merak

 

 

 "Korkuyu cesur bir iradeden daha ziyade meraklı bir irade yener." 

 

~ James Stephens ~

 

      

                  

     

Crowley Thoth Tarot

  

 

      

Hepinize Merhaba,

 

"Bir konum atar mısın?", bunu çoğunuz duymuş, çoğunuz söylemiştir. Ben de sıkça duydum, ama söylemedim. Her duyduğumda da duymamayı diledim. Duymamayı diliyorum, çünkü iletişimin bu noktaya gelmiş olması beni rahatsız ediyor. Yeni nesil sosyal medya nesli, benim neslim ise sosyal ilişkiler nesli. Biz, konum atılmasını istemek yerine yol tarifi sorar ve gideceğimiz noktadaki kişiyle birebir iletişime geçeriz. Yolumuzu kaybettiğimizde de arabayı kenara çeker, esnafa sorarız.

 

Şimdi ise iletişim sanal, yol tarifi ise GPS, yani Global Positioning System (Global Konumlama Sistemi). GPS belki sadece coğrafi konumlama için tasarlandı, ama aslında kişiyi her anlamda konumluyor ve tabii nerede olduğuna, nerelere gittiğine bağlı olarak toplum içerisindeki yerini konumluyor. Ama en önemlisi gideceğin yeri sana işaret ederek yolunu kaybetmeni engelliyor, yani onun gösterdiği yoldan ve onun gösterdiği yere gitmek zorunda kalıyorsun. O sana takip edilecek en rasyonel, en "makul ve makbul" yolu gösteriyor. Eğer GPS'in varsa merak ve keşif devre dışı kalıyor. İşte benim sanki muhafazakârlıktanmış gibi görünen bu "konum atmayı reddedişim" bundan. Aslında hem donanım, hem de yazılım olarak teknolojiyi takip eden bireylerden biriyim. Yıllarca bilgisayar söktüm taktım, bilgisayarımı hep kendim formatladım. Facebook kullanıcısıyım, çünkü o sayede beni takip edenlere ulaşıyor, dostlarımın paylaşımda bulunmalarından onların sağ ve salim olduğunu anlıyor ve çok fazla bilgi ve habere ulaşıyorum. Telefonum akıllı, ama internetini ancak ihtiyacım olduğunda açıyorum, konumu ise sürekli kapalı tutuyorum. Nerede olduğumu başkalarının bilmesine ihtiyacım yok, hatta bilmelerini istemem, hele ki google tarafından takip edilmeyi hiç istemem. Bir adres aradığımda da koordinatla işim olmaz, haritaya bakar, kendi rotamı çizerim ve ne zaman ki yolda kaybolurum, yol üzerindeki esnafa sorarım. Severim esnafa sormayı, sormak için onunla iletişime geçmeyi ve onun canla başla yol tarif edişini. Ve ülkemiz insanının bu yaklaşımı karşısında hayrete düşen, işim gereği sıkça gezdirmek durumunda kaldığım yabancı misafirlerimin karşısında ben, canla başla yolumu bulmam için seferber olan esnafların olduğu bir ülkede yaşıyor olmaktan hep gurur duydum. Gerçi o esnaflar artık birer birer yok oluyorlar ama olsun, ben sormaya devam ediyorum.

              

Geçenlerde bir film seyrediyordum, filmde genç bir haberci, kendisinden yaşlı ve kendisinin bu mesleği seçmesine sebep olacak kadar hayran olduğu usta bir haberciye neden bu mesleği seçmiş olduğunu sordu, deneyimli habercinin cevabı tek bir kelimeden ibaretti: "Merak!"

            

"Merak", yolculuğa, yani kahramanın yolculuğuna çıkabilmenin ilk koşuludur. O nedenle de Araba kartımız merakla kuşanmıştır. Bir diğer koşulu ise "yolunu kaybetmek"tir. Eğer yolunuzu kaybetmezseniz, GPS'in gösterdiği yoldan gitmişsiniz demektir. Halbuki o herkesin gittiği yoldur, ama Joseph Campbell der ki, "Eğer önünüzdeki yolu adım adım görebiliyorsanız, biliniz ki o sizin yolunuz değildir. Size ait olan yolu, attığınız her yeni adımla siz inşa edersiniz. İşte bu nedenle o sizin yolunuzdur." 

    

Her zaman dediğimiz gibi, asıl olan varmak üzere yola çıktığınız yere varmanız değil, oraya varmak için merakla katettiğiniz yolda keşfettiklerinizdir. Keşfettiklerinizin en başında gelen de kendinizdir. Yolculuk bittiğinde ise ne varmak üzere yola çıkılan hedef, ne de varmak üzere yola çıkan kişi aynı değildir.

   

Yolculuğunuz merak ve yeni keşifler dolu, yolunuz ise açık olsun.

            

Güneş İlhan

11.08.2016, İstanbul

                             

           

        

tarotdergisi@gmail.com

Başa Dön

© 2005-2017, BARIŞ İLHAN YAYINEVİ

Bu sitedeki tüm yazıların yayın hakkı Barış İlhan Yayınevi'ne aittir. İzinsiz hiçbir alıntı yapılamaz ve kopya edilemez.

Site Meter