Ana Sayfa |
|
Ölüm’den Güneş’e Giderken Ay… |
Ölümden sonra hayat var gördüm Kaç kere öldüm Kalbini mi kırmış, kim kırmış Ne yapmışsa unut Geçmişi bırak yoluna bak Her şey yenilenir Hayat geri gelir ~ Aylin Aslım - Küçük Sırlar Dizi Müziği ~
|
Hepinize
Merhaba, Ölüm’den sonra Güneş’e varmadan hemen önceki kartımız olan Ay için belki de en zorlu kartımız diyebiliriz. Gerçi ben kartlarımızı kategorize etmeyi sevmiyorum, çünkü hepsinin değeri ve önemi benim için aynı, ama Ay’ın bu zorlu yanını da mutlaka vurgulamak gerekiyor. Ay’ın
yolculuğumuzdaki anlamını belki şöyle anlatmak mümkün. Diyelim ki
diyet yapıyorsunuz, kiloları verdiniz fakat bir nokta geldi ki bir türlü
kilo verememeye başladınız. Burada, hayatında bir kere olsun diyet
yapmış olan herkesin bilebileceği gibi, direnmek, diyetten vazgeçmemek
ve o geldiğiniz kilonun kırılmasını beklemek gerekir. Yılmayıp
direndiğinizde ise armağanınız büyük olur. Ay kartı da aynı
bu şekilde, ona vardığımızda saplanıp kaldığımızı ve bir türlü
yol alamadığımızı düşündüğümüz bir karttır. Burada da
direnmek ve hiç adım atmıyormuşuz gibi gelse de geri adım atmamak
gerekir. Bunu başardığımızda armağanımız Güneş’tir. Ay
süreci uzun sürebilir. Burada da Ermiş’te olduğu gibi bir eşik
atlarız ama bu sefer atlayacağımız esaslı bir korku eşiğidir.
Dikkat edecek olursak, Güneş, Mahkeme ve Dünya kartlarındaki insan figürlerinin
çıplak olduklarını görürüz. Hani deriz ya insan içine çıkmak
diye, işte burada insan içine, Güneş ışığına çırılçıplak
çıkmak vardır. Bugüne kadar giysileri ile doğan bir bebek duymadığımıza
ve Güneş’e çıkmak da bizim için yeniden doğuş olduğuna göre
sembolik anlamda çıplak ve korunaksız olmak zorundayızdır. Yani görünmememizin
imkanı yoktur, herkes çıplak olan bize bakacak, bizi farkedecektir.
Onun için Ay kartı çıplak oluşumuzla bizim sahne korkumuzdur,
korunaksız oluşumuzla da kendi güneşimizin ışığında kavrulacak
olma korkumuzdur. Tüm
bunlardan dolayı Ay kartı bağımlılıklarımızı sembolize eder.
Sahneye çıkabilmek için programı öncesi kafayı bulan sanatçılar
gibiyizdir, içeriz. Veya kendimize siper olsun diye bol bol yer, kilo alır,
vücudumuza etten bir duvar örer ve kendimizi korumaya alırız. Ya da
kendimizi yaşamdan çeker sabahlara kadar sanal dünyada dolanır, gündüz
ise uyuruz. Ay
aynı zamanda sezgilerimizin ısrarla bizimle konuşmaya çalıştığı,
sürekli bilinçdışımızdan mesajlar taşıdığı bir süreçtir.
Rüyalarımız çok yoğun ve mesaj doludur. Eğer bu mesajları doğru
okuyamazsak bizim için ruhsal dengemizi bozacak kadar ağır bir yük
olabilirler. Ancak bu mesajların bizi illüzyonlara ve depresyona sürüklemesine
izin vermeyip onları anlayabilmek için kulak ve zihin kesilecek olursak
bizim için büyük bir yol gösterici olduklarını farkedebiliriz. Çünkü
Ay içerisinde Ermiş’in rehberliğini de barındırmaktadır. Öyle şeyler
vardır ki bunları gün ışığında, güneşin parlaklığı nedeniyle
göremeyiz ama ay ışığı onları bizim için görünür kılar. Bunun
yanısıra eğer Ölüm sürecinde yasımızı gereğince tutamadıysak
ki, o yası mutlaka tutmak gerekir Ay bize ikinci bir şans sunar ve biz
bu şansı kullanabilirsek Güneş ışığına çıkabiliriz. Tüm
bu nitelikleriyle Ay insana adeta bir geri dönüş yaşatır, bu durumun
bilincinde olmak ise bize yol aldırır. Bu süreçte bunları yaşıyor
olmak normaldir ve çok insana özgü bir durumdur. Ve
hiç aklımızdan çıkarmamamız gerekir ki kartta gördüğümüz Yengeç
herşeye
rağmen sudan çıkıp ayaklarını karaya basarak bize Yengeç Dönencesi'ni
vurgulamaktadır. Yengeç Dönencesi yaz mevsiminin ve gündüz kuşağının
başlangıcıdır ve bize Güneş’in gelişini müjdeler. Yani Ay zorlu
olabilir, ama bize müjdesi büyüktür. Kartlarınızın müjdesi bol, yolunuz açık olsun.
© Güneş İlhan, 18.03.2013, İstanbul
|
Başa Dön |
© 2005-2013, BARIŞ İLHAN YAYINEVİ Bu sitedeki tüm yazıların yayın hakkı Barış İlhan Yayınevi'ne aittir. İzinsiz hiçbir alıntı yapılamaz ve kopya edilemez. |
|