Ana Sayfa |
|
Yeni Yıl |
Eğer Yeni Yıla ilişkin kararımı soracak olsaydınız, cevabım kim olduğumu bulmak olurdu. ~ Cyril Cusack ~
|
Hepinize Merhaba,
Noel ve Yılbaşı gibi dönemler yakınlarımıza ilgi, hoşgörü ve sevgi gösterdiğimiz, ailemizle ve dostlarımızla bir araya geldiğimiz, onlarla içinde bulunduğumuz anı paylaştığımız zamanlardır. Böylesi zamanlar dostlarımıza, kendimize ve evimize özen gösterdiğimiz zamanlardır. Biribirimizi arar, ziyaret eder, kutlar, hediyeler alır, en güzel giysilerimizi giyer, süslenir, evimizi toparlar ve ağzımıza layık yemekler pişiririz. Buna bir de Yeni Yıl için kendimizle hesaplaşma, yeni kararlar ve yeni umutlar eklenir. Kendimizi ve başkalarını düşünmeyi, kendimize ve etrafımızdakilere ilgi, sevgi ve şefkat göstermeyi genellikle yalnızca bu dönemlerde yapar, sonra gene günlük uğraşların içinde kaybolur ve bu özel günlerde yaptıklarımızı bir kenara koyarız. Hâlbuki her gün özeldir ve her gün kendimiz ve etrafımızdakiler aynı özene, aynı sevgiye, aynı şefkate ve aynı hoşgörüye ihtiyaç duyarız.
Yeni yıla girerken içinde bulunduğumuz koşullar bunu daha da önemli kılıyor. Çünkü kutupların keskinleştiği, öfkenin derinleştiği bu zamanda daha fazla dostluğa ve kardeşliğe ihtiyacımız var ve yeni yılda bu gerilim hafiflemeyecek. Hem yaşadığımız olaylar, hem de gökyüzü hareketleri bunu gösteriyor. Böyle zor zamanlarla baş etmenin bir yolu da yalnızca özel günlerde yaşadığımız ve bizleri yakınlaştıran ritüelleri daha sık tekrarlayabilmek ve sağlıklı bir aidiyet duygusu geliştirebilmektir. Aidiyet duygusu deyince tabii ki akla Aziz kartı geliyor, ancak Aziz kartı dünyanın 2012 yılı kartı olduğundan ve burada oldukça fazla bahsi geçti ben de o nedenle Aziz'in derinine inmeyeceğim. Arzu edenler dergi içerisinde arama yaparak yazıları okuyabilirler.
Dünya olarak Aziz'i geçtik, şimdi Aşıklar yılına girmek üzereyiz ve ne kadar uzlaşabiliyor, birbirimizi ne kadar olduğu gibi kabul edebiliyoruz, göreceğiz. Bakalım Kupa İkilisi'ndeki gibi birbirimize sevgi mi göstereceğiz, yoksa havada Kılıçlar mı olacak? Sorunlarımızı el sıkışarak mı çözeceğiz, yoksa adalet makamı önünde mi, zaman gösterecek. Çünkü Türkiye olarak da yıl kartımız Adalet.
Dönelim ritüel konusuna, eski insanlar bu ritüellerin insan yaşamındaki önemini bilirlermiş. Özellikle mevsimsel döngüler onlar için hep ritüel konusu olmuş. Yaz ve kış gündönümleri ile ilkbahar ve sonbahar ekinoksları buna verebileceğimiz örneklerin bizler için en bilindik olanları. Neden mevsimsel döngüler kutlamayla karşılanmış, çünkü onlar yaşamın sürekliliğinin kanıtıymış. Kutlanan ve kutsanan şey yaşamın kendisiymiş. Bir döngü daha gelmesi demek, dünya hâlâ hayatta demekmiş. Ve tabii dünyanın hayatta olmasına şükran duymak ve bunu da göstermek gerekirmiş, aynı Kupa Üçlüsü'ndeki gibi.
Ritüeller insanı insana, insanı doğaya, insanı yaşama bağlayan motiflerdir ve yaşamımızda vazgeçilmemesi gereken önemli unsurlardır. Onlar sembolik anlamda kendimize dokunmanın, birbirimize dokunmanın, yaşama dokunmanın yoludur.
Ritüele dair Jung şöyle der: "Anlamlı ritüel olmaksızın insan acı çeker. Ritüel ve tören sizin ve benim gibilerin geçirdiğimiz iyi ve kötü zamanları onurlandırıp yaşam yolculuğumuzu devam etmemizi sağlar ve böylelikle geçmişimiz ile bugünümüz arasında hassas bir köprü oluştururlar."
Yani biz geleceğimize doğru giden köprüyü onlar sayesinde daha kolay geçeriz.
Yeni yılda geçeceğiniz köprülerin sizi güzel yerlere götürmesi dileğiyle yeni yılınız kutlu olsun.
© Güneş İlhan, 31.12.2012, İstanbul
|
Başa Dön |
© 2005-2019, BARIŞ İLHAN YAYINEVİ Bu sitedeki tüm yazıların yayın hakkı Barış İlhan Yayınevi'ne aittir. İzinsiz hiçbir alıntı yapılamaz ve kopya edilemez. |
|